“`html
Antakya Ziyareti: Duygular ve Umutlar
Bugün sizlere, belki de daha önce hiç duymadığınız bir hikaye anlatacağım.
Geçtiğimiz gün, bölgeyi ilk kez deneyimlediğim anı düşündüm. Duygularım; ilk önce karamsarlık, ardından şaşkınlık ve hüzün şeklinde sıralanırken, sonuçta bir umut belirdi içimde.
Konu, Antakya…
6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı felaketten 22 ay sonra, bir zamanlar bağlandığım bu şehre tekrar geldim.
Görüp yaşadıklarımı, sizlerle paylaşmak istiyorum.
İki Mucize: Aynı Oda, 30 Yıllık Fark
Antakya gezim, kaldığım ünlü Müze Otel’de başladı.
Burada, 2000 yıl arayla iki büyük mucizeyi gözlerimle gördüm.
İlk kez buraya 5 Mayıs 2022’de girmiştim ve o an otel, hem konaklama hem de müzeciliğe dair yeni bir anlayış sunuyordu.
Depremin hemen ardından otelin mimarı Emre Arolat ile konuştum. O gün otelin durumu hakkında “Otel ayakta; ancak şehir tamamen harabe oldu. Böyle demek bile zoruma gidiyor” demişti.
Artık aradan 22 ay geçmişken, durumu değerlendirmek için buradayız.
Otel Ayakta, Ancak Bir Şey Yitik
Otel hala ayakta, her şey 6 Şubat öncesi gibi duruyor. Ama bir boşluk var, sanki otelin neşesi uçup gitmiş gibi…
Bu mimarlık harikasının ruhu kaybolmuş mu, hevesi mi kaçmış, bilemedim.
Tarihi Kalıntılar ve Otelin Direnci
Fiziksel durumda gördüğüm ilk iki şey beni etkiledi. Otel sağlam, fakat aşağıda bulunan Helenistik kalıntılar da dimdik ayakta. Bu iki yapı, tam 2000 yıl arayla bu büyük depremde varlıklarını sürdürmüşler.
Altındaki Yapı: Tarihin İzleri
Otelin altında bulunan kalıntılar M.S 4-5 yılına ait, yani tam 2020 yıl öncesine gidiyor. Burada bulunan bir kamu binasına ait kalıntılar, düşünceleri derinleştiriyor. “2020 yıl önce müteahhit malzeme çalmamış,” dedirtiyor.
Otel Sahibi ile Geceyi Anlamak
Otel sahibi Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu ile o korkunç geceyi konuştum. Bina gidip gelmiş, camlar patlamış ama bina yine ayakta kalmıştı.
“Uzun bir süre binalara giremedik, arabaların içinde yattık”
Müzede Bırakılan İzler
Tarihi kalıntılara gelince, yalnızca yüzde 5 gibi bir hasar meydana gelmiş. Kültür Bakanlığına ait müzede ise sergilenen eserlerin hepsi sağlam durumda.
Peki, bu yapıların bu depreme direnmelerinin sırrı ne? Tarihi kalıntılar sadece duvarlardan mı oluşuyordu? Kalan duvarların bu şekilde nasıl korunabildiği ise düşündürücü. Muhtemelen, yapının altında yer alan kaliteli malzemeden inşa edilen güçlü yapısal kolonlar etkili oldu.
İlk Sır Emre Arolat’tan
Binanın mimarı Emre Arolat, daha önce bu konuda kendisiyle konuşmuştum. Ona, “Beni değil, bu oteli inşa eden Asfuroğlu ailesini kutla” dedim. Zira inşaatın dayanıklılığı için yapılan büyük mali yatırımlar çok önemliydi.
22 Ay Sonra: Otel Nasıldır?
22 ay sonra otelin doluluk oranına dair sordum ve yüzünde derin bir hüzün ile “Hâlâ doluluk oranından bahsedebileceğimiz bir durumda değiliz. Sadece bazı heyetler konaklıyor” cevabını aldım.
Gözlemlerim sırasında çalışanların yüzünde bir umut ışığı vardı.
Umudun Temsilcisi Nebiha Esin
Otelin kat görevlilerinden Nebiha Esin ile sohbet ettim. Güler yüzlüydü ve “Çok acı günler geçirdik ama üstesinden geleceğiz” dedi.
Tahmin Edemeyeceğiniz Hikayeler
Çalışanlar arasında, depremde kızını kaybeden biriyle de tanıştım. Otelin CEO’su, “O kadar azimle çalışıyor ki, motivasyon kaynağımız oldu” diye ifade etti.
Şehri Gezerken Hüzün ile Dolu Anlar
Otelin altında bulunan müzeyi gezme fırsatım oldu. Kalıntıların içinde dolaşmak, geçmişin ağır yükünü hissetmek çok duygusal bir deneyim oldu. Bu şehir, belki de sayısız felaket gördü.
Yeni Yüzler, Yeni Başlangıçlar
Şehirde gezim sırasında, altındaki değerli yapılar ve harabe alanlar birbiriyle iç içe geçmiş durumda. Bu, benim için geçmişin acı hikayesinin gün yüzüne çıkması gibiydi.
Yeniden Doğuş: Antakya’nın Geleceği
Şehre özgü yapılanmaların ve inşaatların sayısı oldukça fazla. TOKİ’nin çalışmaları dikkatimi çekti. Antakya, en kısa zamanda modern bir şekilde ayağa kalkacağını düşünüyorum.
Seküler Sorular ve Tarihi Miras
Herkesin aklındaki soru, bu tarihi şehrin kültürel yapısının korunup korunamayacağı. Birçok insan, bu konudaki endişelerini dile getiriyor.
Geleceğin Umutları ve Hüzünleri
Çocukların okula dönüş oranları, depremin yarattığı derin izleri ortaya koyuyor. Aynı zamanda, bırakılan ağır mirasla kopmadır.
Özellikle özel okullardaki dönüş oranı sadece yüzde 50’lerde kalmış durumda; bu da ekonomik zorlukları ortaya koyuyor.
Şehrin Ekonomi Dinamikleri
Antakya’da gözlemlerim sırasında düğün ve gelinlik mağazalarındaki canlılığı gördüm. Buna karşın şehrin genel ekonomik durumu henüz eski günlerine ulaşabilmiş değil.
Yeni Spor Salonu ve Umut Fısıldayan Melodi
Antakya’da gerçekleştirilen yeni spor salonunun açılışı, umut verici bir atmosfer sundu. Bu kuşaktan gelen yeni nesil sanat eserleri, çeşitliliğin ve birliğin sembolü oldu.
Başarı ve Teşekkürler
Sonuç olarak, Antakya’da gördüklerim ve duyduklarım, bu bölgenin hafızasında yer eden bir hikaye olarak kalacak. Şehir, yaralarını sarma yolunda ilerlerken umut dolu geleceğine adım atıyor.
“`